Güney Fransa notları 10: Bienvenue à St.Tropez
Cannes‘da kalmanın en güzel yanlarından biri de, otelimiz Radisson‘un hemen önünden kalkan tekneye atlayıp, St.Tropez‘ye gitmek oldu. Bilet gidiş-dönüş 45 euro. Marseille ya da Nice uçak biletiyle yarışır. Lakin, yol ve trafik yüzünden 2,5 saat gidişe zaman harcamayı göze alamadık. 1saat 15 dk süren, tekne yolculuğumuz püfür püfür rüzgarda lakin güneşin altında geçti. Eğer Mayıs, Haziran ve Eylül aylarında gitmek isterseniz sadece Salı, Perşembe, Cumartesi ve Pazar tekne var. Sezonun tavan yaptığı Haziran-Temmuz-Eylül arasında ise her gün.
Sahile yanaştığımızda, birçok ressama da ilham olmuş St.Tropez’in sanatçıları bizi karşılıyor.
St.Tropez‘nin sokakları, daracık, çok şık, çok eski, çok bakımlı, çok sade, çok renkli, çok fotoğraf çekilesi, çok yaşanası 😉 Tüm Güney Fransa turumuzda beni en çok büyüleyen yer oldu. Maalesef tekne 16.30da kalktığı için, o meşhur plajlarına gidemedik. Biraz google’layınca ne kaçırdığımızı görüp, günün birinde tekrar gitme hayalleri kuruldu bile 😉
St.Tropez tam bir alışveriş cenneti. Bir tarafta Gucci, Dolce&Gabbana, Balmain’ler diğer tarafta lokal butikler. Lokal butiklerdeki fiyatlar, indirimin de kıyısından yakaladığımız için çok uçuk değil ama yine de o da güzel bu da güzel derken, dikatli olmak da fayda var. 😉 Kendime jones + jones‘dan 2 şahane elbise alıp, yaşımı 17ye indirip, o Amerikan filmlerinde gördüğümüz mezuniyet balolarına gitme hayalleri kuruyorum 😉
Muse of Love ise favori 2. butiğim oluyor.
Benim değil ama Barbie’nin favorisi 😉
Bu minik, alışverişten yorgun düşmüş 😉
Biz de sıcaktan yorgun düşüp, meydandaki bir cafe’de serinliyoruz 😉