Sarı Bisiklet Hareketimiz daim olsun!
Hatırladığım ilk 2 tekerlekli bisikletim dedemin aldığı kırmızı bmx’di. Evhamlı babam arkaya 2 yan tekerlek eklemeyi de ihmal etmemişti. Bir yandan temkinli bir yandan diğerleri gibi sadece 2 tekerlekli olmak için hevesliyken bir gün babam yan tekerlerin yerle temasını kesip, beni heyecanımla ve bambaşka bir özgürlükle başbaşa bıraktı. Sadece 2tekerle gittiğimi farkettiğimde Kalamış Marina’da denize uçucam sanmıştım. 🙂 Ama uçmadım. Aksine, süt kutularını ezip tekerleğin arasına sıkıştırıp motor sesi çıkarmanın muzurluğu ile 😉 pedala basıp bir anda oyun alanımı bahçeden dışarı taşıdım. O zamanlar bundan büyük bir özgürlük olamazdı. Hala öyle değil mi aslında? Trafikte beklemek, bir arabanın içine hapsolmak gibi. Hele İstanbul’da. Genelde yürüyerek arşınladığım yollarda bisiklet kullanmak hep bir soru işaretiydi. O yurtdışındaki bisiklet yolları, sürücü adabı bizde yoktu. Bisiklete binmek çocukken zevkliydi de büyüyünce rafa kaldırıldı. Ve sonunda birileri bir yerden başladı. Daha belki çok yolumuz var ama ne kadar çok olup istersek, belki de artık daha hızlı olur.
Mesela gündelik hayatta bisiklet kullanan kadınların sayısını arttırmak ve bisiklete binmeyi bilmeyenler için çok da güzel bir oluşum var artık; Bisikletli Kadın İnsiyatifi. Beraber iş çıkışı buluşup bisiklete biniyorlar. Bisiklete binmeyi bilmeyenlere öğretiyorlar. Tamir atölyeleri düzenliyorlar.
Bir diğeri de Eti’nin benim de bir süredir desteklediğim “Sağlık için hareket, hareket için bisiklet” mottosuyla başlattığı Sarı Bisiklet hareketi. Sağlıklı bir yaşam için hareket etmenin önemini ve daha hareketli bir yaşam için de bisiklete binmenin “mümkün” olduğunu göstermeyi amaçlıyor. Sarı Bisiklet Projesi kapsamında bugüne kadar Eskişehir ve İstanbul’da toplam 10 bine yakın çocuğa bisiklet eğitimi verilmiş. Mobil tamir araçları ile evlerin depolarında, balkonlarında bekleyen 2 bin bisikleti yeniden sokaklara kazandırmış. Bu rakamlar hayal bile edilemez rakamlar iken, yurtdışında ne kadar normal. Peki biz de niye daha fazla olmasın? Köprüydü, asfaltı derken, muasır medeniyetlerde çift tekerlek sevdasına adanmış ek şeritlerimiz neden daha çok olmasın?
Pedala asılıp, saçlarını rüzgara, stresini arkana bırakmak için, hayatına daha fazla hareket ve sağlık katmak için, yetkililerin daha fazla bu yönde harekete geçmesini sağlamak için; benim gibi #bisikletimleben hashtag’iyle sosyal medyada sesini duyurabilirsin.
Şehir hayatında, sağımızda solumuzda bisiklete binenlerimiz çok, saygılı sürücülerimiz bol olsun!
Geçtiğimiz yıllarda bu konuyla ilgili yazdığım bir başka yazıya bu linkten, hayranlıkla izlediğim ve izlemenizi mutlaka tavsiye ettiğim bir videoya da hemen aşağıda göz atabilirsiniz. Bakalım Hollandalılar nasıl bisiklet kavuşmuş? Darısı bizim başımıza!