Mayıs ayıyla birlikte, okul bitirmeydi, üniversite sınavıydı, son finallerdi telaşı yerini mezuniyette ne giysem telaşına bırakır. 😉 Birde bu telaş, davetlerde ya da düğünde ne giysem telaşıyla birleşirse iyice tadından yenmez olur. Doğru elbiseyi bulmak ve onu farklı farklı yer ve zamanlarda değerlendirmek bazen sandığımızdan daha zor olabiliyor. Geçen hafta kapısını araladığım Room Teşvikiye’de kısa bir süreliğine satış yapılacağını duyunca, size de belki bir fikir verir diye sevdiğim tasarımları fotoğraflamak istedim.
Room’da normalde satış yapılmıyor. O yüzden zaman zaman yaptıkları özel satışları kaçırmamakta fayda var. 6-11 Mayıs arası, yolunuz Teşvikiye’ye düşerse, sevgili Özgür Masur, Elif Cığızoğlu, Özlem Kaya, Zeynep Erdoğan, Simay Bülbül, DB Berdan, MyBestFriends, Meltem Özbek, Nihan Peker, Eda Erdoğan, Hatice Gökçe ve Begüm Salihoğlu‘nun birbirinden farklı tat ve tarzdaki kıyafetlerine bir göz atın derim.
Doğru elbisenin er ya da geç sizi bulması dileğiyle!
MBFWI notlarına hızla devam. Moda haftasının 3.günü sevgili Nihan Peker, Özlem Kaya, Gamze Saraçoğlu ve Elif Cığızoğlu defilelerini izleme şansım oldu. Naçizane yorumlarım ve ne giydim detaylarıyla geç de olsa işte geldim burdayım! 😉
IFW‘nin son postunda sıra! Sonrasında Mart ayına kadar bu konuyla ilgili sessizliğe bürünüyor olacağım, söz! 😉
IFW’nin 4.günü, en en en merak ettiğim defileler arka arkaya geldi. Gül Ağış, Gamze Saraçoğlu ve Elif Cığızoğlu defile fotoğraflarını editlerken bile hala o günkü heyecanımı duyuyorum. Bu 3 tasarımcının benim için yeri ayrı. Onları arkadaş olarak ayrı ayrı sevmemden öte, yaptıklarını görünce, kendimi koyu bir ‘taraftar’ gibi hissediyorum. Hepsinin koleksiyonlarının bir kısmını önceden görme şansım olsada, kendimi tutup, çok incelemiyorum 😉 O heyecanı defile gününe saklıyorum. Defile günü geldiğinde ise, final yürüyüşünde kibar kibar oturduğum yerden alkışlamak yerine, bir türlü beceremediğim o ıslığı çalıp, ayakta çoşkuyla zıplamak istiyorum. Hiç maça gitmedim. IFW’de kimseyi tezahürat yaparken de görmedim. İçimdeki deli, podyuma fırlayan Haluk Akakçe kadar deli de değil. Napıyım ben de buraya yazıp en azından içimi döküyorum 😉
Dokundukları, gördükleri, duydukları şeylerden bambaşka anlamlar çıkaran ve onlara bambaşka anlamlar yükleyen insanlara saygım da hayranlığım da sonsuz. IFW’de bunu ortaya koyabilen tüm tasarımcıların tekrar emeklerine sağlık!
Bazen keyfin olmaz ama acelen olur, bazen makyajın olmaz, kasketin olur 😉 Böyle zamanlarda, kimileri dev gözlükler ardına kimileri benim gibi şapkalarını ardına saklanır. İşte benim her durumda, en büyük sığanım hep şapkalarım olur. Elimde kahvem, sırtımda çantam, ayağımda babetlerimle kendimi üniversite yıllarıma geri dönmüş gibi hissetmem de cabası. 😉
Benim Fabrika’mda ne var ne yok paylaşmaya devam! Bugün bizim mahalleden bildiriyorum. Bu derin sırt dekolteli elbiseye ilk görüşte vurulmuştum. Dantel ve tüllerle çok aram olmasada, o kadar kibar ve narin bir dekoltesi var ki, bu yaz ben bu elbiseyi üzerine bol bir t-shirt ile mahallede zıplaya dolaşa, akşamları ise, t-shirtü bir kenara fırlatıp, hanım hanımcık giyerim diye düşündüm. Koca koca çiçek desenlerine ve rengine ise ayrı bayıldım. Mahallelinin önde gelen delikanlıları da beğenmiş olacak ki, bugün Nero, Charlie, Brenda ve Albay’la beraber güle oynaya takıldık. 😉