Sen ne güzelsin sonbahar denen! Şehri öyle bir kapladın ki, gözlerimi boyadın. Bir aynaya baktım ki, ben de sen olmuşum. Doğaya karışmak kıyafetlerle ne kadar kolay. Keşke etrafımızda daha çok kızaran yapraklar olsa. Betonun donukluğu kalpleri de donduruyor bazen. Sertleşiyoruz. Halbuki bir park, dimdik bir ağaç, yürürken ayaklarına dolanan o güzel renkler ne de güzel geliyor insana. Sonbahar hep hüzünlü gelir bana. Ben de hüzünlüyüm bu ara. Sebepli sebepsiz, yine havadandır belki bahanesi 😉
Bu sıcaklarda şehirde ne giyeceğini bilmek, sayısal’da 6 tutturmakla eş değer desem çok mu abartmış olurum ;P Zira bence abartan sadece ben değil, yüksek nem ve gölgede 35le ortaya karışık sunulan hava raporu. Kliması, fanı, cereyanı ile boğazları hasta edesi, sırt tutulmasında boyut atlatanı, akşam olsun da azıcık nefes alalım duası ile geçen bu Ağustos’la bakalım nasıl baş edeceğiz?
Fransa’dan Cos Cos diye diye koşarak döndüm 😉 Bilinler bilmeyenlere haber etsin tek kelimeyle yıkılıyor. Yurtdışındaki alışverişlerim hep kırtasiye ve eve yönelik olsa da, Fransa’ya gidince işler her zaman değişiyor. Bu sefer, oyunu Cos fena bozdu. H&M grubuna bağlı, fiyat olarak onun bir tık üstünde, hem çok sade hem de çok şık tasarımlara sahip. Çok yakında Türkiye’de de açılacağını umuyorum.
Kimi Lanvin for H&M‘i duyunca çığlık attı, kiminin gözleri Versace for H&M‘i duyunca bir başka parladı. Geçtiğimiz hafta, Marni for H&M‘i duyunca da benim elim ayağım dolaştı. 8 Mart‘ta tüm dünyayla aynı anda satışa sunulacak Marni for H&M koleksiyonu için mağaza girişinde, birbirini tanımamazlıktan gelip, saç saça baş başa girecek çok kadın tanıyorum 😉 Şakası […]