Alaçatı’ya yolun düşünce, onun renklerine bürünmemek imkansız. Beyaz evler, mavi panjurlar arasında kaybolup, henüz sezon başlamamışken geçen bir hafta sonundan gelsin bu kareler. Alaçatı’nın her hali başka güzellikte ama tadı en çok Haziran başı ve Eylül ortası, henüz sezon tam açılmamışken, ya da biterken, sokaklarında doya doya rahat rahat gezerken çıkıyor. Gerçi, 2 günde bir yağmur yağan İstanbul’dayken, Alaçatı’yı sezon ortası bile çok ama çok sevebilirim! ;P