Starbucks’tan kahve101
Bağımlılıklarımdan biridir kahve..Sanki onu içince içimdeki enerji açığa çıkacak, iş motivasyonum tavan yapıcak, sohbetler daha bir tatlı olacak 🙂 Bir kahveye ne kadar anlam yükledim birden, ama öyle 🙂 Hergün Odakule Starbucks‘tan kışları nonfat latte‘mi yazları espresso frappucino‘mu alıyorum.. Nonfat latte‘m masum da diğerinin kreması olmamasına rağmen içmeye başladığım an unuttuğum kalorisini nedense hep spor salonunda hatırlarım. Ama ertesi gün yine aynı seramoni olur o ayrı.
Kahveden çok iyi anlar mıyım peki hayır. Çok sert olmasın, sütsüz olmasın, dev bir boyutta olmasın. Hergün gidip merhabalaştığım, 5dk da olsa muhabbet ettiğim hatırlarını sorduğum, lafta değil gerçekten arkadaşları gibi samimi olan Starbucks ekibini seviyorum! 🙂
Geçtiğimiz Cuma bize bir sürpriz yaptılar, kahve sohbetine çağırdılar. Ofisten 10-12 kişi heyecanla gittik. Sohbet diyorlar ama alakası yok kahve101 dersine girmiş kadar olduk.
İlginç bulduğum detayları paylaşmak da isterim, mesela House Blend‘i denedik, aromasız olmasına rağmen ilk aldığımız koku fındık ve kakaoydu. Nedeni ise kahvenin sünger gibi olmasıymış Latin Amerika‘daki tarlalarda yetiştirildiği için etrafta kakao&fındık ne varsa siniyor. Aynı kural Kenya‘dan gelen kahvenin portakal kokması için de geçerli. O yüzden aşağıdaki fotoğrafta beatbox yapmıyoruz aslında, bardağın üstünü kapatınca derinlerde Latin Amerika‘ya uçuveriyoruz.
Sonra hani biz çayı höpürdeteni ayıplarız ya, Starbucksçılar kahvenin asidini anlamak için höpürdete höpürdete içirdiler bize de, pek eğlendik, artık höpürdetiyorum kimse ayıplamasın.
Kafeinsiz diye içtiğimiz kahveler aslında az da olsa kafeinliymiş. Asla %100 ayrılamazmış. Kahvenin tadını tam ve doğru almak için ise öncesinde soda içilirmiş, mideyi resetliyoruz yani, öncesinde yediğimiz içtiğimiz tadını etkilermiş.
Son söz nescafeye. Meğersem kahve suda erimezmiş, nescafe önceden demlenmiş kahvenin kimyasallarla dondurulmuş haliymiş, yani biz 2.kere demliyoruz aslında.
Öğrendik ki, french press güzel şeymiş. Kahve french press’te 4dk demlenmeliymiş, 20 dk soğumazmış ve tazeliğini korurmuş. Bu fransızların ne de adları geçse güzel oluyor zaten 😉