
off nereye gitsem: MAURITIUS / Constance Le Prince Maurice – part 1
Dışarıda lapa lapa kar yağarken yaz hayalleri kuran bir tek ben miyim? Kış ortası yaz rüyası yaşamak ne demekmiş Maldiv seyahatinden sonra, Mauritius‘ta 2.kez yaşıyorum. Doğasından, insanlarına, müziğinden yemeklerine kadar şahane bir deneyim sunan Mauritius’tan geliyor bu postun rengarenk kareleri. Bir posta da sığdırmak zor aslında. O yüzden peşpeşe gelecek postlar.
Mauritius‘ta konaklayacağımız ilk cennet adres Constance Le Prince Maurice diğer ise Belle Mare Plage. Le Prince Maurice balayı ya da daha romantik bir tatil için daha uygun diyebilirim. Belle Mare daha geniş bir alana yayıldığı için aileler için daha fazla seçenek ve serbesti sunuyor. (bir sonraki postta detay detay gelecek o da) İkisinin de kumsalı ve doğası harika. Birinden birini daha çok sevdim dersem, diğerine haksızlık olur deyip, seçimi fotoğraflar eşliğinde size bırakıyorum. O zaman Le Prince Maurice ile başlıyorum. 🙂
Daha önce meşhur müzikleri ‘sega’ eşliğinde yayınladığım videosunu da izlemeyenler için hemen tekrar aşağıya ekliyorum. Kulaklıkla izlemeniz tavsiye olunur, yoksa bulunduğunuz ortamda birden herkes ayağa kalkıp dans etmeye başlayabilir 🙂
Le Prince Maurice’e ayak basar basmaz sizi kapıda karşılıyor huzur denen. Oracıkta gülümsüyor. Sessiz sessiz, sana ihtiyacın olan tüm dinginliği sunmak üzere programlanmış gibi sanki her şey. Program mı? Ne programı?! Tam da seni bu planlı programlı hayattan bir nebze kurtarmak için her şey. Günler uzuyor bir kere. 3 günlük tatil oluyor 1 hafta, 10 gün. Şaka değil, 1 haftalık tatil, 1 aydır ordaymışım gibi hissettirdi ordayken bana.
Bu arada Mauritius’ ta 2 mevsim var. Yaz ve kış. 🙂 Bu kareler Eylül ayından, yani kıştan. 🙂 O zaman bile sıcak 🙂 Kasım-Nisan arası yazı, Mayıs-Aralık kışı yaşıyorlar. Ama Ekvatora yakınlığı sebebiyle, sıcaklık farkı çok olmadığı için her mevsim ideal. Bu arada Mauritius’ta kite boar da yapılıyor. Meraklılarına duyurulur. Onunla ilgili detayları bir sonraki posta saklıyorum. 😉
Elbise: Antik Batik – Fular: Rumisu – Çanta: Bashaques Alaçatı
Elbise: Taka Wear – Çanta: Zara – Ayakkabı: Massimo Dutti – Kolye ve şapka Mauritius’tan.
Buraya geldiğinizde ilk iş (ve tek, başka plan yok 🙂 ) masaj randevusu almak olmalı. Bugüne kadar yaşadığınız masaj deneyimlerini unutun, çünkü Constance’da bambaşka bir şey yaşacaksınız. İddalı bir söylem oldu ama, ortam, ruh halim ve o masaj birleşince ayaklarım yerden kesildi zannettim. 🙂
Şapka: Ecua Andino – Üst: Antik Batik – Fular: Rumisu
Kahvaltıya misafirlerimiz var. Yanağındaki kalbe bakar mısınız?
Akşam yemeği için seçenek çok. Biz bu defa bu iskeleler üzerine kurulmuş bu restoranı deniyoruz. Yemekleri anlatmaya kelime haznem yetmeyebilir. Tadları hala damağımda. Özellikle, deniz mahsulleri seven biriyseniz, cennete düştünüz demektir.
Zıplamadan olmaz 🙂 Mauritius’ta sega eşliğinde dans edenlerden sonra, en hareketli şey ben olabilirim 😉
Mayo: Zeynep Tosun x Vogue Eyewear – Şapka: FEY Vintage – Pareo: Rumisu – Gözlük: Hally&Son/Turkuaz Optik
Bu rengarenk seyahat burda bitti sanıyorsanız yanılıyorsunuz, sırada 2 Mauritius postu daha var 🙂