off nereye gitsem: MAURITIUS / Constance Belle Mare Plage – part 2
Mauritius‘taki bir başka cennet noktadan tekrar merhaba! Bu defa Constance Belle Mare Plage‘dayım. Bıraksanız oracıkta, o ağaçların altında sessiz sessiz, huzurlu huzurlu yaşarım. Kim yaşamaz ki? Otel başlı başına çok güzel ama çevrede de yapılacak çok yer, görülecek çok şey var. Bir sonraki ve sonuncu postun konusu da bu olsun o zaman 🙂 Hazırsanız Belle Mare Plage kareleriyle başlıyorum.
Orda olduğumuz süre boyunca, otel dopdolu olmasına rağmen, ne sesten ne kalabalıktan rahatsız olmadım. O kadar geniş bir alana yayılmış ki, kendinize özel bir alan yaratmak için alternatif çok. Kalma şansı bulduğum villanın da bunda etkisi büyük tabii. Tek başına naptın o koca villada dediğinizi duyar gibiyim. Tek başıma ıssız bir adaya düşmüş kadar oldum sanırım! Çok iyiydi! 😉 Ama tabii ideali minimum 2 aile (çoluk çocuklu bile olur) beraber bu villada kalmak. Burdan üstüne alınmak isteyen tüm arkadaşlarıma haber olsun, giderseniz Başar ve beni de alın! 🙂
Akşamüstü kahvesine gelen misafirime bakın 🙂
Adanın renklerine itinayla büründüm hemen. 🙂
Şapka: Ecua Andino – Tulum: Dahlia Bianca – Çanta Mauritius’tan.
Dodo kuşu her yerde 🙂 Mauritius’un sembolü haline gelen bu kuşun hikayesi ise biraz acıklı. Dodo kuşu, adaya henüz kimsecikler yokken 10.yy’da gelmiş. İlk başlarda 7-9kiloyken, zamanla 12-17kiloya çıkmış. 1metre boyunda ve bu kiloda olunca 3-4metreden fazla uçamamış.15. yy sonlarında, ada insanlar tarafından keşfedildiğinde, insanların getirdikleri kedi, köpek, domuz gibi hayvanların yumurtalarını yedikleriyle gerekçesiyle, ağırlıklarından da maalesef artık uçamadıklarından, kolayca insanlar tarafından yakalanır olmuşlar. Gagası ile bir hindistan cevizini bile kırabilecek güçlüyken, uçamadığı için 17yy.da dodoların soyu tükenmiş.
Kolye: Made in Atelier
Gömlek & Şapka: FEY – Uuzun kolye: Made in Atelier – Mayo:Jets Swimwear / C79
Plajda takıldığım arkadaşlarıma bakın 🙂
Bilezik: Made in Atelier – Pareo: Rumisu – Üst: Cashmere in Love
Fotoğraf ve video çeken sualtı gözlüğüm Liquid Image & Fuji instax: Shopigo
Plajda mercan toplamak serbest. Ama onları valize atıp, ülkeden çıkarmak yasak. Bilmeden bir kaç tane alıp, yanımsıra getirmiş olabilirim. İtiraf ediyorum. Çok ayıp biliyorum!
Buraya kadar gelmişken su altına da göz atmamak olmaz deyip, kendimi dalış teknesinde buluyorum. Dalış derken tüple vs değil tabii, şnorkel ile 🙂 Açıkçası Maldives‘den sonra Mauritius su altı beni çok tatmin etmiyor ama yine de mercanların arasına dalıp, renkli balıkların peşine düşüp şahane bir zaman geçiriyorum. Büyük mercan kayaları sebebiyle suya doğal bir güvenlik seti çekilmiş gibi. Çok da derinleşmiyor. Ama fotoğraflarda da görebileceğiniz dalgakıran görevini üstlenen kayalardan sonrası birden 20-30metre derinleşiyor. Tüple dalanlar için bir vaha olsa gerek o taraf.
Bir sonraki ve son Mauritius postunda, bu cennet adanın mutlaka görülmesi gereken doğa harikalarından alısveriş noktalarına, kite için en iyi plajlarından, gece hayatına kadar detaylı bilgiler paylaşacağım 🙂