la japonaise
Bir gömlek ne kadar uzun süre giyilebilir? 2007 model canım gömleğim, hala taş gibi, hala bembeyaz. Bu beyazlıkta sadece kurutemizleme ile temizlenmesinin katkısı var dicem ama, ne gömleklerım oldu gittiği gibi dönmeyen. Kumaşın cinsinden anlamam, ama eve gidince içindekileri okıcam 🙂 kaç ökçe pamuklu kaç ökçe likralı, farkı ne sırrı ne anlıcam. 2 gömleğe vereceğim parayı bır taneye vericem ama senelerce giyicem. Yere göğe sığdıramadığın gömlek neyin nesidir derseniz; Mehtap Elaidi‘nin birbirinden güzel gömleklerinden biri. Uzun yıllar daha sana eşlik edecek bu gömleğe gözün gibi bakmasadan da oluyor, o kendine bakıveriyor, kalitesinden ödün vermiyor.
Bu gömlekle verdiğim türlü türlü japonvari poz ise cabası 🙂 Elene elene bu fotoya bu kadarı toplandı. Kostümün ruhuna bürünmek bu olsa gerek. O gün japonaise halime hem kendim hem başkaları gülümsedi. Herkes için geçerli midir bilmem ama, nasıl mini bir elbise giydiğin zaman, hanım hanımcık oluverirsin -ister istemez derli toplu olmak zorundasındır cunku- muzur bir kıyafet giyince daha muzur, dekolte giydiğinde daha seksi, klasik giyindiğinde daha rutin hissedersin, en azından ben öyleyim.
Derishow ilk eğlenceli giymeceleri çıkarmayı hayal ettiğinde, tam da bu ruhlara hitap eden bir marka yarattı aslında. İşte benim de bu markayla tanışıp, tutkunu olmam bu zamanlara denk gelir :)Adı üstünde giy ve eğlen. Kıyafetlere dicek yok, eğlenceli olmayan tek yan fiyatları 🙂 Muzurluk da burda başlıyor. Gidip gelip vitrini kemiriyorsun, napıp edip edinmenin planlarını yapıyorsun, indirim mesajını bekliyorsun ve ok yaydan fırlıyor. Bu yaz bambaşka hayaller peşindeyim, geçmiş muzurluklarımla takılıcam 🙂 Ama siz gidin bir bakın, çok cici şeyler var. Muzur olmanın yaşı yok, bu içindeki muzuru keşfetmeni sağlayacak birkaç adresten biri. Bir kademe ötesi, giymediğin penyeyi alip, artık çok takılmadığın mini eteğine dikip elbiseye dönüştürüvermek. Böyle delilikler yapan ve asıl muzur olan İpek var mesela. Söyliyim de yaptığı bu delilikleri biryerde yayınlasın o da. Bende bir singer alıp, böyle hamlelere özenmiyor değilim. Cam boncuklarımla süsleyebileceğim t-shirtler yapma hayalim vardı, 2005ten beri park halinde bekleyen. 28 yaşında nihayet öğrendiğim birşey varsa, o da bundan böyle hiçbir hayali ertelememek ve aksiyona geçmek. 2005’te ilkine katıldıgım Bebek Şenliği‘ne ancak 2009’da tekrar katılmak ve o gecen 4 sene aklım nerdeydı diye düşünmemek artık 🙂
Gömlekle başlayıp, birden love mark’ıma övgüler yağdırmamla devam eden, nedense kendime serzenişlerime uluorta yerverdiğim, herhangi bir bütünlük içermeyen bu blogda tam 6 kere muzur yazmışım 🙂