Arşiv: outfit

Alaçatı

2 Yorum | Devamını Oku

Alaçatı’ya yolun düşünce, onun renklerine bürünmemek imkansız. Beyaz evler, mavi panjurlar arasında kaybolup, henüz sezon başlamamışken geçen bir hafta sonundan gelsin bu kareler. Alaçatı’nın her hali başka güzellikte ama tadı en çok Haziran başı ve Eylül ortası, henüz sezon tam açılmamışken, ya da biterken, sokaklarında doya doya rahat rahat gezerken çıkıyor. Gerçi, 2 günde bir yağmur yağan İstanbul’dayken, Alaçatı’yı sezon ortası bile çok ama çok sevebilirim! ;P

Doğum günü, yıldönümü, evlilik yıldönümü derken benim için hep güle oynaya başlar yaz ayları. Bu defa, güneş tepede bir türlü belirmedi, ne pazartesi ne iş trafiği yaz geldi azıcık hafiflerim demedi, aksilikler çıktı ama devirmedi, üzüntüler oldu ama fazla uzatıp diretmedi 😉 Yaş aldıkça daha fazla şükretmeyi öğreniyor insan. Daha fazla sevdiklerine sarılmayı, daha azı koccaman yapmayı. Sıkıntıların yerine koccaman gülümsemeler koyacağımız, çocuklar gibi şen olacağımız yaz ayları başlasın! Tepemizde olmasa da içimizdeki güneş hep parlasın. 😉

Yaş aldıkça geçmişe dönüyorum galiba. Pileli, midi boy, pembe bir etek giyip çıktığım gün için başka geçerli bir açıklama bulamadım. 🙂  Hepimiz için rengarenk bir hafta sonu olsun! Ben bu haftasonu çok sevdiğim blogger arkadaşlarımla Assos‘ta olacağım. Instagram’dan  daha sık görüşmek üzere! 🙂

Yoğun geçen bir moda haftasının ardından herkese merhaba. Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul postları ardı ardına gelmeden önce, Beymen Blender ile size minik bir hafta sonu sürprizimiz var. Kalıplarına bayıldığım Current/Elliott‘tan, kendi mükemmel jean’inizi bulmanızı sağlayacak 1.000 TL’lik bir hediye çeki 😉 Tek yapmanız gereken, aşağıdaki fotoğrafa ya da bu linke tıklayıp, adınızı ve mail adresinizi bırakmak. Unutmadan katılım için son gün; 23 Ekim! Hepimize güzel hafta sonları ve bol şans!

Stockholm Sendromu benim için bundan böyle, yüzümü buz kalıplarıyla dolu bir çanağa gömmekle eşdeğer sayılacak bi tanım. -8 dereceyi gösteren hava tahminleri, uçuran bir rüzgar, donmuş nehirler ve tüm bunlara karşı 5 kat giyinerek direnen ben 😉 Kat kat giyinmeye bayılıyorum. Ama o katlar inceden kalına doğru ilerlerken, elbet bu buz gibi havada iyice yorucu olabiliyor. Mecburen ben de, bu şehirdeki sarışın, incecik, boylu poslu, porselen tenli ‘cool’insanların arasına ‘Hagrid’ tarzımla sıcacık tutan bir giriş yapıverdim.;)

Paltomun üstüne giydiğim bu yün hırka ve onun o dev kapüşonu, bu seyahatin baş kahramanı. Üşüdün mü? sorusu bu memlekette bu mevsimde yanlış bir soru. Dondun mu? olarak yöneltildiğinde ise cevabım net, hem de nasıl! Komik olan, yüzüme o sert soğuk her vurduğunda, donmaktan ziyade, cildimin gençleştiğini hissetmekti. Bu soğuk memlekette, karşınıza adım başı çıkan her güzel kadın ve yakışıklı erkeğin sırrı da bu olabilir mi acaba? 😉