
Dünyanın en büyük denim üreticilerinden biri olan ISKO‘nun bir türk markası olduğunu biliyor muydunuz? Ben bilmiyordum maalesef. Gurur duydum. Dünyada aklınıza gelebilecek premium segmenteki bir çok denim markasına, denim tedarik eden dünya devi bir kuruluş. Son 3 yıldır ise, genç tasarım öğrencilerini destelemek adına, dünyanın bir çok tasarım okulunun katıldığı I-SKOOL Denim Tasarım Yarışması’nı düzenliyorlar. Bu yıl Mavi‘nin de desteklediği bu yarışmanın finaline ben de katılma şansı buldum. Heyecanla Türkiye’den de katılım var mı diye merak ettim ama maalesef. Dünya devlerinin yanında 2 güçlü türk markası, Esmod, Polimoda gibi 16 farklı üniversiteden öğrencilerin katıldığı bu yarışmaya keşke Türkiye’deki moda&tasarım okullarından da katılım olsa. Tekstilde ne kadar ileri olsak da eğitimde bir açık daha çıkıyor maalesef yine karşımıza. Umarım seneye, dünya çapında 50.000 öğrenciye ulaşan bu yarışmaya Türk öğrencilerin de katılımını görürüz.

Dünyanın en pratik, en rahat, en oyun alanı geniş kıyafeti jean olsa gerek. Altına bir çift topuklu giyince bakın kendisi nasıl da havalara büründü 😉 Beyaz gömlek, ceket ve jean ile kombin yapmak, ne giysem derdine düşünce en hızlı çözümüm oluyor her defasında. Gerçi bu kombinin kahramanı ne yaparsam yapıyım bu MSGM ayakkabılar oldu. Günlük hayatta çok sık topuklu giymesem de, skinny jean pantolon altına topuklu ya da platformlu ayakkabıları çok yakıştırıyorum. Bakalım siz de sevecek misiniz?

Bir önceki Kapalıçarşı postunda üzerime kaftanları geçirince, dünyanın en romantik, en bahar kokan, en tatlı dönen eteğini 😉 gölgede bırakıp, 2.plana atmak istemedim. Ne giydim detaylarını hemen postun en altında bulabilirsiniz. Videosunu da izlemek isterseniz o da hemen şu linkte: https://youtu.be/s2a-b5Kdzv8

Kapalıçarşı’ya sadece turistler mi alışverişe gider? Hayır 🙂 En güzel kaftanları bulduğum Derviş’ten, yeni keşfettiğim muhteşem takıcı Saka’ya, her daim en güzel kumaşları bulduğum Yazmacı’ya kadar Kapalıçarşı’daki en sevdiğim adreslerimi bu videoda bulabilirsiniz. Keyifle izlemeniz dileğiyle 🙂

Kış ortasına en toz pembe günü; sevgililer gününü koymuşlar. ‘Biz sevgililer gününü kutlamıyoruz’culardan olsak da olmasak da seviyoruz işte düşünülmeyi. Hadi itiraf edelim 😉 Bir buket çiçekle, bir tatlı küçük notla, bir öpücükle ya da anlamlı bir hediyeyle. Sevdiceğim elinde durduk yere çiçeklerle, küçük notlarla gelse o da tamam da, işte bazen birinin hatırlatması gerekiyor, o ulvi görev de önemli günler ve haftalara düşüyor. 🙂 Eğer kendinize ya da sevdiceğinize en zarifinden, en romantiğinden, en sade ya da en süslüsünden bir güzellik yapmak isterseniz, bu post belki size minik de olsa ilham verir.
Yeni yıl zamanı ilk yaptığım Pandora bilekliğimdeki charmlardan en sevdiklerimi tutup, bu defa yanlarına Pandora’nın Sevgililer Günü koleksiyonu için çıkardığı charmlardan ekliyorum. Pembeli kırmızılı kalpli ‘cici’lerle aranız nasıl bilmiyorum ama ben Pandora’dan seçtiklerimi yanyana koyunca dünyanın en zarif aksesuarını yarattığımı düşünüyorum her defasında. 🙂 Bakalım siz de beğenecek misiniz?