Stockholm Sendromu benim için bundan böyle, yüzümü buz kalıplarıyla dolu bir çanağa gömmekle eşdeğer sayılacak bi tanım. -8 dereceyi gösteren hava tahminleri, uçuran bir rüzgar, donmuş nehirler ve tüm bunlara karşı 5 kat giyinerek direnen ben 😉 Kat kat giyinmeye bayılıyorum. Ama o katlar inceden kalına doğru ilerlerken, elbet bu buz gibi havada iyice yorucu olabiliyor. Mecburen ben de, bu şehirdeki sarışın, incecik, boylu poslu, porselen tenli ‘cool’insanların arasına ‘Hagrid’ tarzımla sıcacık tutan bir giriş yapıverdim.;)
Paltomun üstüne giydiğim bu yün hırka ve onun o dev kapüşonu, bu seyahatin baş kahramanı. Üşüdün mü? sorusu bu memlekette bu mevsimde yanlış bir soru. Dondun mu? olarak yöneltildiğinde ise cevabım net, hem de nasıl! Komik olan, yüzüme o sert soğuk her vurduğunda, donmaktan ziyade, cildimin gençleştiğini hissetmekti. Bu soğuk memlekette, karşınıza adım başı çıkan her güzel kadın ve yakışıklı erkeğin sırrı da bu olabilir mi acaba? 😉