#bloggerolmak
Bu post, öncelikle ”sen tam olarak ne iş yapıyorsun” diye merak eden aile büyüklerime 😉 beni devamlı bilgisayar başında ya da sandalye tepesinde fotoğraf çekerken görüp devamlı gülen Meryem’e, sadece gezip tozduğumuzu, ”işi de bıraktın, nasıl bize vakit ayıramıyorsun” diyen yakın çevreme, hediyeler içinde mutlu mesut yaşayıp daha ne istediğimizi düşünenlere, nitelikten çok nicelik de nicelik diyenlere, çok güzel proje ama bütçemiz yok kurbanı, havada asılı kalan projelere, ne kadar çalıştığımızı, uğraştığımızı, gerçekten emek verdiğimizi, saatler harcayıp düşünüp, saatler harcayıp anlatıp, saatler harcayıp çekip, saatler harcayıp editleyip, yazıp, paylaşıp, aslında bunları bir tanecik bile olsa yorum aldığında ne kadar mutlu olduğumuzu anlatmaya çalıştığım herkese gelsin..
#bloggerolmak şuan hayatta beni en mutlu eden şey. Paylaşmayı seven, paylaştıkça sevildiğini gören, sevildiğini gördükçe insana dahasını da yapma şevki veren büyülü bir meslek. Bir süredir ne iş yapıyorsun diye soranlara, blogger’m diyorum. Para kazanıyor musun diye hemen peşinden gelen ‘mahrem’ soruya, ‘oldukça’ demek istiyorum. 😉 Bir gün bu mesleğin hakkettiği karşılığı alacağına inanıyorum. Risklerini biliyorum, mevcut gözüken rahatımdan aslında oldukça ödün veriyorum. Hiç bir emeğin karşılıksız kalmayacağını, Evrenden Torpilim Var kitabını okumadan da biliyorum, çünkü inanıyorum.
#bloggerolmak zor bir iş modeli. Ne de olsa, fikir de, bazen bir markaya sunması da, fotoğrafını çekmesi de, araştırıp bulması da, editlemesi de, okunması için yayması da, heyecanı da, hayal kırıklığı da, pes etmesi de, kendi kendinizi motive etmesi de size ait. Tek başınıza, devamlı güncel tutmanız gereken bir dergi için; konu bulup, onay almadan onay verip, fotoğrafçı olup, fotoşopçu olup, editörü olup, yazı işleri müdürü olup, basım ve dağıtım merkezi olduğunuzu düşünün. İşte böyle bir şey #bloggerolmak.
Sabah 09:00 akşam 18:00 mesaisini iyice esnetip, kendi kurallarını çizdiğiniz işinizde disiplini elden bırakmadan, bolca içerik üretip, bolca paylaşıp samimiyetten asla ödün vermeden yazmak demek #bloggerolmak.
Bu arada üst üste konuk olduğum Tv programlarında ya fırsatsızlıktan ya söylecek çok şeyi olup, bir türlü söyleyememekten, ya da en iyisi 3 yıldır yaptığım gibi kaleme alıp kendimi daha net ifade etmeyi deneyim deyince çıktı bu post. Ya da sadece biraz içimi dökmek istedim hepsi bu 🙂
Ne hesap verecek patronum, ne öğle arası dert yanacak ofis arkadaşlarım var. Ama siz varsınız 🙂 Sabredip, sonuna kadar sıkılmadan okumanıza, anlayışınıza sağlık 🙂
Dipnot: bu vesileyle, kaleme değil, söze döktüğüm denemelerimi de aşağıdaki linklerden izleyebilirsiniz 😉