Benim Berlin?imde ne var ne yok? ? Alışveriş durakları 2
Benim için Berlin’in alışveriş kalbi Mitte’de atıyor. En güzel alışveriş caddeleri için ise kendime yeni bir ipucu belirledim. Adidas Originals nerdeyse, alışverişin kalbi orda 🙂 Mavi Jeans‘in mağazası da hemen Mitte’de. Bundan sonra en güzel alışveriş caddeleri için referans olarak Mavi de alınabilir aslında 😉
Ömrü hayatımda bir Urban Outfitters‘a girmek henüz nasip olmadı. Hah işte Berlin’de tam karşımda duruyor derken, birkaç gün sonra açıldığını öğrendim. Neyse onu bir vakit halledicem de, asıl en büyük hedefim Antropologie. İçimdeki online alışveriş canavarı, okyanus ötesini henüz aşamadı, bizzat gidip dokunmam lazım 🙂
IFW boyunca üstümden düşmeyen All Saints hırkamı da Berlin’den almıştım. Bu Londra muzicesi marka, yeni sezonda Harvey Nichols‘ta satışa sunulmaya başlayacakmış. İndirimin ilk günü sırf onun için kapıda nöbet tutar, sizi de haberdar eder peşime takarım 😉
Mitte’nin en cool mağazası şüphesiz 14 oz. Beymen Blender tadında. Fiyatlar da bir o kadar cool, fotoğraf çekmeme izin vermeyen mağaza müdürü ise extra cooldu 🙂
Berlin’deki çoğu mağazanın önündeki bu oturma düzenine bayıldım. Eskiden mağazanın önünü kapatma derdi esnaf, şimdi muhabbete gel, otur bir soluklan diyor 😉
Mitte’nin en cici mağazasını buldum; Lena Hoschek! 1940lardan 50lerden fırlamış gibi her bir tasarım. Neue Schönhauserstrasse 1A’da, hatta Urbanoutfitters’ın tam karşında. Weinmeisterstraße? metro durağında inmeniz yeterli.
Rosenthalerstrasee 51’deki Weifenbach, hem erkek hem kadın ayakkabıları için kesin göz atılası bir dükkan.
Ben Sherman‘daki rengarenk gömlekler bir yana, kabinlerdeki bu fikri çok sevdim.
Şapkaya karşı zaafım var. 2 farklı şapka tasarımcısına gönlümü kaptırsam da, o uçuk fiyatlarıyla hiç birinden karşılık bulamadım tabii.. 😉 İlki Rike Feurstein, diğeri ise Hackesche Höfe‘deki Coy. Coy’daki fotoğraf çekimi hassasiyeti maalesef facebook sayfasında devam ediyor, en iyisi gidip keşfetmeniz zira çoook güzellerdi.
Ve işte Berlin notlarının ilkinde bahsettiğim, birbiri içine açılan avlulardan oluşan ve her birinden keşfedilesi bir dolu dükkan fırlayan Hackesche Höfe!
Serendipity, bu açıkhava pasajının en içinden çıkılması zor mağazası. Ev için, hediye için, kendinizi şımartmak için alacak bir dolu şey var. Aşağıdaki tabağı alamadığım için hala üzgünüm. 🙂
Berlin’in ikonik trafik lambaları Ampelmann‘ın hediyelik eşya dükkanlarını hiçbir şey almasanız bile gezmek çok keyifli 🙂
Hackesche Höfe’deki diğer favori dükkanım; onlarca tasarımcıya ev sahipliği yapan Promobo oldu.
Sag+Sal çantalarının renkleri ve dokusu inanılmazdı. Yine bir geri dönüşüm projesinin eseri. Belki Çöp Madam projesine de yeni bir ilham olurlar.
Pasajdaki son durağım Levy’s Contor oldu. Adım atar atmaz, içinde yok yok olan bu diyarda kendinizi kaybedeceğinizi şimdiden söylemek isterim.
Viyana’da es geçtiğim Freitag’ı bu defa affetmedim ve iPad ve Mac’mi şımarttım. O kadar cefamı çekiyorlar, küçük bir koruma kılıfını çoktan haketmişlerdi 😉 Hadi artık Türkiye’de de satılsın!
Berlin alışveriş notlarında son durağım, Lomo meraklıları için Friedrichstrasse 133’de bulunan Lomography mağazası olsun. Sunumlarına, kılıflarına, konsepte hayran olmamak elde değil.
Berlin notları yeme&içme&keyif rotalarıyla devam edecek! 😉