Cennette bizi bekleyen ikinci durak Constance Halaveli. İlk görüşte aşk yaşıyorum bu adayla. Kartpostala mı bir film setine mi google?daki bir cennet fotoğrafına mı düştüm tarif etmek zor.
Kış ortası yaz aylarını düşlediğim çok olmuştur da, bir kış günü o düşe uyanacağım hiç aklıma gelmemişti. Sıcak rotalara gitmek için hep yaz aylarını bekledim ben. Yıllardır boşuna beklemişim meğer. Yaz planlarını kışa kaydırmak yaramazlık yapmak gibi. Aralık ayını bir anda terk edip, temmuz havasına bürünmüş ipeksi kumlara ışınlanmak hayatımda yaptığım en güzel muzurluk olarak kayıtlara geçebilir.
Son Mauritius yazısı ile tekrar merhaba! 🙂 Mauritius’ta kaldığımız süre boyunca Solis‘in düzenlediği 2 tura katılıp, birbirinden ilginç güzelliklerle dolu adayı daha da yakından keşfetme fırsatı bulduk. Rehberimiz Alvin Goodur’du. Buraya özellikle not düşmek istedim. Hiç bilmediğiniz bir yerde, kısa zamanda doğru kişiyle doğru plan yapmak mühim ne de olsa 🙂
O zaman ada turu başlasın!
Mauritius‘taki bir başka cennet noktadan tekrar merhaba! Bu defa Constance Belle Mare Plage‘dayım. Bıraksanız oracıkta, o ağaçların altında sessiz sessiz, huzurlu huzurlu yaşarım. Kim yaşamaz ki? Otel başlı başına çok güzel ama çevrede de yapılacak çok yer, görülecek çok şey var. Bir sonraki ve sonuncu postun konusu da bu olsun o zaman 🙂 Hazırsanız Belle Mare Plage kareleriyle başlıyorum.
Dışarıda lapa lapa kar yağarken yaz hayalleri kuran bir tek ben miyim? Kış ortası yaz rüyası yaşamak ne demekmiş Maldiv seyahatinden sonra, Mauritius‘ta 2.kez yaşıyorum. Doğasından, insanlarına, müziğinden yemeklerine kadar şahane bir deneyim sunan Mauritius’tan geliyor bu postun rengarenk kareleri. Bir posta da sığdırmak zor aslında. O yüzden peşpeşe gelecek postlar.